Haber

IŞİD’in “İntihar Bombası Emri” Dayan Dosyasında Kısmi Gizlilik Kararı Verildiği Ortaya Çıktı.

TAMER ARDA ERŞİN- GÜRKAN DEMİRTAŞ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 10 Ekim katliamına ilişkin duruşmadan ayrılan IŞİD’in “intihar bombası emri” Muhammed Cengiz Dayan’a ilişkin soruşturmasında kısmi gizlilik kararı aldığı ortaya çıktı. IŞİD terör örgütünün belgelerinde “intihar bombası emri” olduğu belirtilen Dayan, GAZİANTEP yılında yapılan yargılama sonucunda cezaevinde aldığı cezanın infaz süresinin dolduğu, artık tahliye olabileceği değerlendirildi. IŞİD itirafçısı “piramit” 2015’te Dayan’la ilgili yaptığı açıklamada şöyle demişti: Suriye Bu, Türkiye’de en fazla idam cezasının verildiği yıl oldu. Silah ve silah taşıyor. Yakalanacağını anlarsa kendini havaya uçurabilir. “O kör” dedi.

IŞİD’in 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı’na düzenlediği ve 103 vatandaşın hayatını kaybetmesine neden olan canlı bomba saldırılarıyla ilgili olarak Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden dava dosyasında, kimliği belirlenemeyen X ve Y kod adlı kişiler yer aldı. Katliamın emrini verdiği düşünülen Ebu Zeynep’in kimliği belirlendi. Adı geçen IŞİD lideri için soruşturma dosyası ayrıldı. Daha sonra bu dosyaya IŞİD üyesi olduğunu da ekledi. GAZİANTEPYargılandığı davada hapis cezasına çarptırılan ve IŞİD’in “intihar bombası emri” olarak bilinen Muhammed Cengiz Dayan da eklendi.

DOSYA KISMEN BİLİNMİYOR AMA MAĞDUR AVUKATLARINI GÖREMİYOR

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “2018/205399” belge numaralı soruşturmasına ait 10 Ekim katliamı davası mağdurlarının avukatları, Dayan’ın Antep’teki duruşmadan aldığı cezanın sona erdiği ihtarıyla dilekçe verdi. her an cezaevinden çıkabilir. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22 Aralık 2021’de Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptığı başvuru üzerine mahkemenin belgeye kısmen kısıtlama kararı verdiği öğrenildi. Mahkeme kararı kapsamında, “Soruşturmanın sağlıklı bir şekilde tamamlanabilmesi için, şüphelilerin müdafileri tarafından dosyanın incelenmesi veya belgelerden örnek alınmasının yargılamayı tehlikeye düşürebileceği anlayışıyla talebin kabul edildiği” belirtildi. Soruşturmanın amacı.”

Mahkeme, yine Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 153/3 maddesini değerlendirdi. Yazıya istinaden bazı tutanakların ve bilirkişi raporlarının kısıtlama kararının dışında tutulduğunu belirtti. Kararda, “Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 153/3 maddesi uyarınca, tutuklanan kişi veya şüphelilerin ifadelerinin yer aldığı tutanaklar, bilirkişi raporları ve adı geçen kişilerin hazır bulunmaya yetkili olduğu diğer adli işlemler Kısıtlama Kararından ayrı tutulmalıdır.”

“CMK’YA GÖRE MAĞDUR VE ŞİKAYETÇİLERİN İTİRAZ HAKKI YOKTUR”

10 Ekim davasının mağdur avukatlarından Senem Doğanoğlu, 28 Temmuz 2023’te bu karara itiraz etti. Doğanoğlu, itiraz dilekçesinde, “… Biz müştekinin avukatı olarak biziz.İlk aşamalarda sunduğumuz ve akıbetini öğrenebildiğimiz dilekçelerin Emniyete gönderildiği Hakimliğimizce incelendiğinde görülecektir.Ancak hangi işlemlerin yapıldığına dair artık yazılı bir kayıt verilmiyor. Savcılık tarafından çıkarılan ve soruşturmanın hangi aşamada olduğu konusunda “Tasdik kararı olduğu iddia ediliyor” dedi. Doğanoğlu’nun Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği’nde yaptığı bu itiraz da kesin olarak reddedildi. Ankara 3. Ceza Mahkemesi Sulh Ceza Hakimliği de ret gerekçesinde CMK’ya göre “mağdur veya müştekinin itiraz hakkının bulunmadığını” belirtti.

KARARIN DÜZELTİLMESİ TALEPLERİ DE REDDEDİLDİ

Doğanoğlu, temyize kapalı olan Ankara 3. Sulh Ceza Hakimliği’nin bu kararı için tavzih talebinde bulundu. Doğanoğlu, talebini Anayasa’nın 40. maddesinde yer alan Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması başlığı altında yer alan şu hükme dayandırdı:

“Anayasanın tanıdığı hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkesin, gecikmeksizin yetkili makama başvurma olanağını isteme hakkı vardır. (Ek fıkra: 3/10/2001-4709/16 md.) Devlet, kendi mevzuatında, ilgili kişilerin hangi hukuki yollara ve mercilere başvurabileceğini belirler ve “Devlet, hukuka uygun olarak, resmi görevliler tarafından yapılan haksız işlemler sonucunda kişinin uğradığı zararın tazmin edilmesi gerekir. Devletin sorumlu yetkiliye rücu hakkı gizlidir.”

MAĞDUR AVUKAT: “KISITLAMA KARARI MÜŞTERİLER VE MAĞDURLAR İÇİN DEĞİLDİR”

Doğanoğlu, kararın düzeltilmesi için sunduğu dilekçede şunları kaydetti:

“Aslında soruşturma, 10 Ekim Ankara Katliamı’nda DAİŞ militanlarının sorumluluklarının belirlenmesine yönelik olup, yaşam hakkının korunması ve etkili bir soruşturma yapılarak mağdurun soruşturmaya etkin katılımının sağlanmasıyla doğrudan ilgilidir. Her halükarda Hakimliğinizin verdiği karar, şikayetçi ve mağdur adına verilmiş bir karar değildir, dolayısıyla belge incelemesi, belgelerden örnek alma yetkisinin vekil olarak tarafımıza uygulanamayacağı anlamına gelmektedir. suçtan zarar gören kişi hakkında kararda bunun açıkça yazılmasını talep ederiz.Fiili uygulanan sınırlama nedeniyle itirazın asıl yönünden değerlendirilmemesi, Savcılığın belge ve bilgilere ulaşamaması sonucunu doğuracaktır. Hakimliğinizin, mağdurun ve şikâyetçinin belge ve bilgilere ulaşamayacağını tespit etmesi halinde, “Karar olduğuna dair bir görüş varsa bunun kararda açıkça yer almasını, bu kararın ileri sürülmesini, itirazın gerekçeli olarak değerlendirilmesi. Ancak bu durumda etkili itiraz hakkımızı kullanabileceğiz.”

Doğanoğlu’nun Ankara 3. Sulh Ceza Mahkemesi’ne verdiği kararın düzeltilmesi talebi de reddedildi ve soruşturma 10 Ekim katliamının avukatlarına tamamen kapatıldı.

CEZAEVİ DIŞINDA OLABİLİR

Dayan’ın kardeşi Murat Dayan, 10 Ekim katliamının firari sanıkları için Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmanın 8 Eylül 2023 tarihli duruşmasında, “Kardeşlerimin bir yıldır nerede olduğunu bilmiyorum. Anneme soruyorum, sadece güzel olduklarını söylüyor.” Dayan, Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 yıl 10 ay 37 gün hapis cezasına çarptırıldı ve bu cezanın hapisteki süresi de tamamlandı. Dayan’ın düzenli aralıklarla cezaevinden çıkmış olabileceği düşünülüyor.

Mağdur avukatlar, Dayan’ın istihbarat örgütleriyle ilişkileri olduğunu ve 10 Ekim katliamının emrini veren Ebu Zeynep’ten sonra ikinci isim olduğunu değerlendiriyor. Bir başka IŞİD belgesinde ise söz veren IŞİD’in “medya bakanı” Ömer Yetek, Dayan’ın IŞİD Türkleri ve Azerilerden oluşan ‘Fursanül Hilafe Kategorisi’nin başında olduğunu söyledi.

“YAKALANACAĞINI ANLARSA KENDİNİ PATLAYABİLİR”

Yine IŞİD itirafçısı gizli tanık “Piramit”, Dayan’ın IŞİD’in “intihar bombası emri” olduğunu açıkladı. Piramit, 2015 yılında Antep Emniyet Müdürlüğü’ne verdiği ifadede şunları ifade etti:

“Afganistan’da El Esas terör örgütü adına savaştı. Orada birliğin komutanıydı. Afganistan’dan geldikten sonra bir süre El Kaide terör örgütü adına Gaziantep’te faaliyet gösterdi. Daha sonra da terör örgütüne karşı savaştı. El Esas terör örgütünün Suriye kolu olan El Nusra cephesi. El Nusra ile DEAŞ (IŞİD) anlaşmaya varamayınca Muhammed Cengiz Dayan, DEAŞ terör örgütüne katıldı. ‘Gülen Adam’ kod adlarını kullanıyor ve ‘Gülen Adam’ kod adlarını kullanıyor. ‘Abdulmuin’. DEAŞ terör örgütünün Suriye’deki genel askeri komutanıydı. Askeri emirlik elinden alınınca, Gaziantep’te Türklerin hakimi oldu. Bunu yapmaya başladı. Bu, Suriye’deki en idam cezasıdır. Silah ve silah taşıyor. Yalanacağını anlarsa kendini havaya uçurabilir. O korkusuzdur.”

‘Piramit’, Cengiz Dayan’ın kardeşleri Murat Dayan ve Ahmet Çelebi Dayan’ın da IŞİD bombacı grubunda yer aldığını iddia etti.

“ASKER HİZMETİNİ ÜCRETLİ YAPACAĞIM”

Dayan’ın 2015 yılında Antep’teki duruşmasında verdiği ifadede IŞİD’li olmadığını ve bedelli askerlik yapacağını iddia ettiği görüldü. Dayan, 9 Kasım 2015 tarihli açıklamasında şunları söyledi:

“Allah’a şükürler olsun ki ölmedim ve bu olayla ilgili başıma bir şey gelmedi. Türkiye Cumhuriyeti’ni seviyorum. Güvenlik güçlerine teşekkür ediyorum. Başarılı olmalarını istiyorum. Olayla ilgili mağduriyetimin giderilmesini istiyorum. 2010 yılında o dönemde görev yapan polisler bana komplo kurdular, beni gözaltına aldılar, tutuklandım, bu yüzden askere gidemedim, o dönemde bana komplo kuran polislerin açığa alındığını biliyorum. ‘Bu ve benzeri olayların yaşanacağından korkuyorum. 2010 yılında bu komplo kurulduktan sonra ortaya çıkan psikoloji nedeniyle asker olmam ve elime silah almam terör örgütü tarafından zorlandı.’ . Para biriktireceğim ve ücretli askerlik yapacağım. Sahte kimlik taşımamın tek sebebi bu.”

Kaynak: ANKA / Günümüz

derecik-ajans.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu